Thasos (Eylül 2016)



İstanbul’dan Dedeağaç’a yaklaşık 4 saatlik bir yolculuktan sonra, Dedeağaç’dan da 1-1,30 saat sonra Keromoti’ye varıyorsunuz. Bizim tavsiyemiz vaktiniz varsa bir yarım gün önceden yola çıkıp, akşam saatlerinde Dedeağaç’a varmanız ve bir gece burada konakladıktan sonra ertesi sabah kahvaltı sonrası Thasos için yola çıkmanız yönünde olur çünkü aradaki o dinlenme tazelenmenize neden oluyor. 

Keramoti küçük bir yazlıkçı kasabası, Thasos’a giden feribotlar buradan kalkıyor ve yazın bu seferler diğer aylara göre daha sık oluyor. Tam zamanları görmek isterseniz thasos ferry yazarak Google’da aratabilirsiniz, hepimiz biliyoruz ki Google en iyisini bilir. Araç 19 euro ve her bir yolcu için 4 eur olarak ücretlendiriliyor. Yolculuk yaklaşık 45 dakika sürüyor bu sırada martılarla birlikte elinizde frappe ya da “greek coffee” ile birlikte yol alabilirsiniz evet türk kahvesi bu sınırlar içerisinde bundan sonra böyle anılıyor, kabulleniyor hatta cümle içinde bile kullanıyoruz.



Thasos’da feribotun yanaştığı yer Limenas Limanı ve burası adanın merkezi olarak geçiyor. Biz her gelişimizde bu kısımda kalmayı tercih ettik ama adanın güney kesiminde birazdan da konaklayabileceğiniz güzel alternatifler bulunuyor. Ama unutmayın ki ada büyük bir yüz ölçümüne sahip ve yolların kavisli olması km ler kısa olsa da ulaşımı zorlaştırıyor özellikle gece karanlık olduğu için çok da yol yapmak isteyeceğinizi sanmıyoruz. Bu sebepten ne kadar merkezi o kadar iyi!

Şimdiii adada ideal geçirilecek süreye gelirsek; eğer çocuklu bir aile değilseniz 3 gün 3 gece yeterli olacaktır.  Burada otel olarak tavsiye edebileceğimiz iki yer var. İlki Nikoleta Luxury Villa. Otelde neredeyse tüm misafirler Türk! Hatta öyle ki kahvaltılıklar bile Türk misafirler için resmen modifiye edilmiş, demlikle çay demleniyor üstüne isterseniz cezvede türk kahvesi bile içebiliyorsunuz. Şirin, küçük bir taş villanın içerisinde odaları var, dışarda güneşlenebileceğiniz bir havuzu da mevcut. Araç için park alanı da bulunuyor. En güzel tarafı merkeze yürüme mesafesinde ve alışveriş için süpermarket merkeze yürürken yolunuzun üstünde! Dediğim gibi Türk müşteriler tarafından çoğunlukla tercih edildiği için bayram ve resmi tatillerde gitmeyi düşünüyorsanız önceden rezervasyon yapmanızı tavsiye ederiz. Bunun haricinde limanın biraz daha ilerisinde Louloudis Fresh - Adults Only adında zeytin ağaçlarının içerisinde ve adından da anlaşıldığı gibi yetişkinlere hizmet veren bir başka tatlı otel bulunuyor. Burada Türk turiste rastlamadığımızı söyleyebiliriz. Çocukluysanız eğer otelin hemen çapraz sokağında sizlere de hizmet veren bir şubesi bulunuyor. Bu otel çok daha büyük ve istediğinizde randevu alarak spa hizmeti de alabiliyosunuz. Ama tek bir masör olduğundan çift olarak hizmet almanız zor bilginiz olsun.

 
Evet, birazdan size vereceğimiz bu bilgiyi paylaşma konusunda çok emin değiliz çünkü çok seviyoruz ve bozulmasından çok korkuyoruz ama iyi bir insan olmanın verdiği sorumlulukla sizlerden burayı saklamamalıyız. Saklamamalıyız değil mi? Marble Beach’e ulaşmak için harcayacağınız eforun yüzde 10’nu harcayarak ulaşacağınız ve yakınında çok lezzetli bir tavernanın bulunduğu adanın en güzel denizini açıklıyoruz: Glifoneri Beach. Louloudis’de kalırsanız arabayla yaklaşık 5 dakikalık mesafede. Çam ağaçlarının gölgesindeki bu koy, kumlu denizi ve mermer tozu sayesinde ışıl ışıl olan kumunun rengiyle gerçekten mükemmel!


Mermer tozu demişken, ada, mermer madenleri bakımından zengin olduğu için her tarafında çıkarma çalışmaları yapılıyor ve çalışmaların yapıldığı bölgelerde kum bu sebepten ışıl ışıl. Marble Beach de rengini buradan alıyor çünkü hemen yanında mermer fabrikası var! Neyse, dönelim Glifoneri’ye. Size tavsiyemiz sınırlı sayıda şezlong bulunduğu için; kendi sandalye ya da  şezlongunuzu arabanızda bulundurun ihtiyaç anında bizi hatırlayıp içinizden bir teşekkür geçecektir. Öğlen yemeğinizi buradaki tavernada yiyin ve aklınızdan geçip tattığınız hiçbir şeyden pişmanlık duymayacağınızı bilin!



“Yok ben rahatıma düşkünüm, her şey ayağıma gelsin!” derseniz o zaman yeriniz La Scala Beach. Yine otopark, giriş ya da şezlong ücreti alınmayan gayet konforlu bir beach. Tüm gününüzü rahatlıkla burada geçirebilirsiniz. Eğer üşenmez de diğer beachlere gitmek isterseniz: Paradise, Golden, Marble vb. önerilebilir. Bu arada adada her birkaç km de yeni bir beachle karşılaşmanız da muhtemel, onların içinde sevdikleriniz olursa beğendiklerinizi bize yazın biz de bir sonraki turumuzda deneyelim ;)

Akşamları için, Limenas sahilde feribottan indiğiniz yerde Mouses var. Adanın en meşhur tavernası diyebiliriz. Hem balık, hem et, hem de meze olarak seçenek çok. Akşamları geleneksel Yunan eğlencesinin olduğu tek adres. Keyif alacağınızdan eminiz ama baktınız yer bulamadınız hemen yanındaki Namaste de güzel, üzülmeyin oradan da müziğin sesi duyuluyor, keyfiniz kaçmasın.
Bayram tatili/resmi tatil günlerinden birinde gittiyseniz, tavernayı arayıp rezervasyon yaptırmanızı öneririz. Türkçe konuşan birini mutlaka bulacaksınızdır emin olabilirsiniz. Bu arada herkesin Simi Taverna’yı önerdiğini biliyoruz ama biz önermiyoruz.

“Bu akşam da atıştırmalık bir şeyler istiyor canımız yok mu öyle bir yer?” diyorsanız hemen size çarşının içerisindeki Masabuka’da souvlaki yemenizi tavsiye ederiz. Özellikle pita ekmekleri kokusuyla insanı daha çok yemeğe sevk ediyor bizden söylemesi. Sonra çarşıda güzel bir yürüyüş yapıp Vertigo Cafe’de bir içki molası verebilirsiniz. Eğer kızartmadan balıktan sıkıldıysanız, canınız pizza ya da makarna çektiyse, onun da alternatifi var efendim: Amici,  yine kısa bir oturma süresiyle karnınızı güzelce doyurma garantili. Adanın güneş batırma noktası ise Karnagio Bar. Yemekten önce aperatif bir şeyler içmek için gerçekten güzel bir mekan. Bir yandan şaraplarınızı yudumlarken bir yandan huzur içinde güneşin batışını izleyebilirsiniz.



Genelde sizi adanın kuzeyi ile ilgili bilgilendirdik ama adanın diğer taraflarını da görmek isterseniz,  Panagia’da bulunan Elena Taverna’da harika bir oğlak çevirme yiyebilirsiniz. Biraz sıra beklemeye hazır olun tabi, çünkü adanın meşhur tavernalarından biri. Burada yemek yedikten sonra çarşısını gezebilir, birkaç hediyelik eşya satın alabilirsiniz. Biz bir gelişimizde, arkadaşımızın dalma hevesiyle burada scuba diving yapmıştık. Club Vasiliadis dalış konusunda bize oldukça yardımcı olmuştu.  

Eğer tatile çıkmadan önce siz de bizim gibi blog okumayı sevenlerdenseniz, Golden Beach tarafında, yani adanın güneyinde Enavlion Hotel’in içerisinde LA Terrasse Restaurant’ın tavsiye edildiğini görmüşsünüzdür. Bunun için de bir akşam yemeğimizi burada yemeğe karar verdik. Genelde otel müşterileri vardı ve açıkçası adanın bir ucundan gelmeye değecek ne bir manzara ne de bir lezzet vardı diyebilirim; o yüzden bizce, eğer yolunuzun üstü değilse çok da mutlaka görün/tadın diyebileceğimiz bir yer değil.


Thasos yazın deniz tatili için karayoluyla gidilecek güzel destinasyonlardan biri, hala gitmediyseniz başlangıç için tavsiyelerimizin işinize yaraması dileğiyle.
Sevgiler!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alexandroupoli – Dedeağaç (Temmuz 2017)

5 Günde Midilli: Minik kasabalarıyla küçük bir adadan daha fazlası (Eylül 2017)

Küçük adadaki büyük festival: Sziget! (Ağustos 2017)